30 Mayıs 2013 Perşembe

Bir Gıdım...

Bu seneki TDSF Kulüplerarası Salsa Şampiyonası kapsamında yapılan yarışmalarla ilgili değerlendirmelerimi takip etmiş okuyucular için şu an yazacağım yeni bir şey yok. Zira sezonun son yarışması olan Bodrum ayağında olan biten hiçbir şeyin, sezon başından farkı yok. Burada yazdığımız neredeyse her sıkıntı, uygulama hatası, kural hatası, aynen devam etti bu yarışmada da. Aslında dans sporlarında istikrarı aradığımız bu dönemde, hata yapma konusunda son derece istikrarlı bir Teknik Koımite, Hakem Komitesi, Hakem grubu ve Yönetim Kurulu'yla karşı karşıyayız...

Bakalım neler olmuş Bodrum'da:

Bu kez tersten başlıyorum, kısa tutmak adına önemli yerlere değinip geçeceğim... Zira hep aynı konular, sürekli aynı hatalar, inanın ben de sıkıldım...

A klasman sonuçları: 



Sezon başında "neden skating ile birleştirilerek" yapılmadığını sorguladığımız puantaj sisteminin, hakem değerlendirmelerindeki olmazsa olmaz kural "tek sayıda hakemle değerlendirme" hususunun atlanmasıyla birleşince ortaya çıkan durum yukarıdaki tabloda açıkça görülmektedir. Herhangi bir dans yarışmasında veya bireysel spor branşında böyle bir eşitliği göremezsiniz. Görseniz bile mutlaka bir şekilde o eşitliğin adil bir yöntemle bozulduğunu görürsünüz. Neticesinde kulüp sıralamalarının belirlendiği puanlar dağıtılan bir yarışmada tek bir pozisyon değişikliğinin bile sonuca büyük etkiler yapabileceğini düşünerek hareket etmek gerekir. Bu da eşitliği bozmaktan geçer... Kulüp sıralamasına etki etmiş veya etmemiş olmasının haricinde, konu zaten başlı başına bu yarışmada görev alan hakem grubunun ve başhakemin konuyla ilgili bilgi eksikliğini maalesef ortaya koymaktadır. Elbette bu konu aslen TEKNİK KOMİTE sorumluluğundadır, zira kuraldaki eksik ve gedikleri gidermesi beklenen mercii Teknik Komite'dir.

Durumu inceleyelim... 
A klasmanda yarışan 6 çift olduğu gözüküyor. Freestyle değerlendirmesi zaten bir anda apar topar "finaller 10 çift olsun" kuralı getirildiğinden beri A klasta gördüğümüz bir hadise değil, ancak 6 çift için de direkt koreografi değerlendirmesi yapılması doğal bir durum. Hem Artistik, hem de Uygulama değerlendirmeleri için üçer hakem görevlendirmiş yarışmanın başhakemi. Bunun haricinde kenarda A klasman finalinde değerlendirme yapabilecek başka hakemleri de var ancak, 6 sporcuya, 6 hakemin yeteceğine kanaat getirilmiş. Oysa ki ortada şöyle bir durum var... Her çift için en yüksek ve en düşük puanlar atılıyor, yani her çiftin artistik ve uygulama puanlarını belirleyecek geriye sadece tek bir hakem kalıyor, ortadaki puanı veren! Suistimale ve şaibeye son derece açık bir durumdur. Şaibe olmasa da, hakemler adil puanlama yapmış olsa bile, sistem adaletli değildir maalesef ve daha da önemlisi görünen manzara güven vermemektedir.

Değerli okuyucular... Bu puantaj sisteminin mantığı, tamamen hakemlerin sporcularını kayırmalarına, görevlerini suistimal etmelerine engel olmasını sağlar... Tabii ki normal şartlarda. Bu sistemin 3er hakemle yürütülmesi normal şartlar değildir. Öyle bir hakem kadrosu olacak ki, hakemler en yüksek ve en düşük puanlar atıldıktan sonra bile tek başlarına yarışma sonucunu etkilemiş olmayacak, başka hakemlerin puanlarıyla harmanlandıktan sonra sonucu belirlemiş olacaklar. Puantaj sisteminin de, skating'in de gerektirdiği budur. Dünya yarım asırdır skating sistemini "hakemlerin bireysel etkisini azaltmak" yönünde geliştirmekteyken, bizim başhakemimiz, hakemlere maksimum bireysel güç kazandırmıştır, bu 3er hakem uygulamasıyla.

Başhakem, bilgisi ve tecrübesiyle bu tip eşitliklerin hiç oluşmamasını sağlayacak bir organizasyonla idare etmelidir yarışmayı. Önlemlerini almalı, buna uygun sayıda hakem görevlendirmelidir. Bu durum tamamen atlanmıştır. Diyelim ki 6 artistik ve 5 uygulama hakemi kullandınız ve yine de bu eşitlik ortaya çıktı. Mümkün, teorik olarak milyonlarda, milyarlarda bir bile olsa, ihtimal dahilinde elbette... Bu durumda başhakemin görevi bu eşitliği korumak değil, olabilecek en adil yöntemle bozmaktır. Bu da atlanmıştır, sırf şirin gözükmek adına. Yani hakemlere çiftetelli oynatmak, Yönetim Kurulu üyesinin ödül verirken break dance yapması ve buna benzer türlü eğlence nasıl "sempatik ve şirin" gözükmek adına yapılıyorsa (ki bunu hakem arkadaşlarımızdan birisi kendi ağzıyla itiraf etmiştir), bu sonucun da aynı amaçla korunduğuından şüphem yoktur.

Neler yapılabilirdi? Hemen söyleyelim:

1. Diyelim ki yeterince hakem kullanmadınız, bunu atladınız ve sonucunda böyle bir eşitlikle karşılaştınız.
Öncelikle bu sistem dahilinde kalmaya kararlıysanız, hemen sporcuların değerlendirme dışı bırakılan en yüksek ve en düşük puanlarını devreye sokabilir ve bunlarla birlikte eşit puana sahip iki sporcu çift arasındaki eşitliği bozabilirdiniz. Bu yol izlenmiş olsaydı, 145 numaralı çiftin puanlarıe daha yüksek olduğundan yarışmayı birinci bitirmiş olacaktı. Hakkaniyetli bir yöntemdir.

2. Yarışmada hakemlerin verdikleri puanlar "skating" sistemine aktarılarak eşitlik bozulabilir. Bu durumda akla ilk gelen yöntemlerden biridir. Yani, mesela Denizhan Bey, 143 numaralı çifte 89, 145 numaralı çifte 90 puan vermiş. Buna göre Denizhan Bey adına 145 numaralı çift 1, 143 numaralı çift 2 almıştır. Aynı mantıkla, Kutsal Bey'e göre 143 numara 1, 145 numara 2. olmuştur. Bu şekilde nihai puanları skatinge aktararak da sonuç alabilirsiniz. Ancak bu yarışma çerçevesinde bu sistemi kullanamıyorsunuz, zira Uygulama hakemlerinden Sayın Ümit Yumlu her iki çifte de 93 puan verdiğinden, skatinge bu puanları aktarmanın bir yolu yok. Akla ilk gelen çözümlerden biri bu olsa da, bu noktada kullanmak imkansız hale geliyor.

3. Eşitlik içerisindeki çiftleri tekrar sahneye davet ederek, bir performans daha yapmalarını isteyebilir, sadece bu iki çifti tekrar değerlendirebilirdiniz. Sanıyorum en hakkaniyetli yöntem de bu olurdu, zira yine çiftleri kendi performanslarına göre sıralamış olacaktınız. Yani normal yarışma sonunda bu iki çiftin, diğer çiftlerin önünde olduğunu kabul etmiş olacaktık. Zira yüksek puan almış her ikisi de. Ancak olayın bir "spor müsabakası" olması itibariyle, bir adet 1. ve bir adet 2. gerektiğinden bu eşitliği bozmaya çalışmamız gerekecekti. "Sezonun bu son yarışmasını, gelmiş geçmiş en görkemli finalle, eşitlik yaşayan Türkiye'nin en  başarılı iki salsa çiftinin muhteşem düellosuyla kapatıyoruz!" diye TDSF Başkanı sağolsun, zaten fazlasıyla alışık ve aşina olduğumuz bol gazlı bir sunumla (ki güzel olurdu) anons ettikten sonra ister freestyle olarak, ister koreografi olarak iki sporcuyu tekrar yarıştırabilir ve hakemlerinizden sadece bu son performansı göz önüne almalarını isteyebilirdiniz... Bu da yapılmadı, ki en doğrusu bu olurdu.

Peki ne yapıldı? Muhtemelen birileri "Amaan canım zaten sezon bitti, birinci belli, Bodrum'dayız, saat 4 olmuş daha çıkacağız da yüzeceğiz de eğleneceğiz de, bitirelim gitsin" dedi ve bitti. Tabii başhakemin arkasında içinde bolca "başhakem insiyatifindedir, başhakem ne derse o olur, başhakem isterse böyle olur, istemezse zaten dünya durur" safsatası olan bir kural kitapçığı olunca bu tip kararları alıp "şirin" gözükmek kolay.. 

Gelelim bununla ilgili ikinci konumuza....Alt klasmanlara:

Yetişkinler B klasman Tablosu şu şekildedir:

Table of Marks
Rank
Couple
Country / Club
No.
Rnd.
Salsa
Total
Rank
A
B
C
D
E
F
G
Su
1
ONUR TURA & TUGCE TOKER
İZMİR TANS SAĞTÜRK AKD GSK
129
1
+
+
+
+
+
+
+
7
7
1
F
2
1
1
2
2
5
1
1
1
2
EMEK YETER & BÜSRA ERDOGAN
BOGAZİCİ DANS VE SPOR KLB
123
1
+
+
+
+
+
+
+
7
7
2
F
5
5
2
1
1
1
3
2
2
3
CENGİZ KAGAN HAKAN & SERPİL UYKUSUZ
DANSI ARTTIRAN VE SEVENLER SPOR KLB
124
1
+
+
+
+
+
+
+
7
7
3
F
4
2
3
4
3
2
5
3
3
4
İSMAİL HAKKI UZUN & DUYGU BİRCAN
AYTUNC BENTÜRK DANS VE SPOR KLB
118
1
+
+
+
+
+
+
+
7
7
4
F
1
4
4
3
4
4
2
4
4
5
ZİYA UTKU YILMAZ & NİLHAN DEREOBALI
SAHNE 06 DANS VE SPOR KLB
133
1
.
+
+
+
+
+
+
6
6
5
F
3
3
5
5
5
3
4
5
5
Rank
Couple
Country / Club
No.
Rnd.
Salsa
Total
Rank
A
B
C
D
E
F
G
Su
6-
9
ANIL BAHADIR & HİLAL ERKANGUR
ANGORA DANS VE SPOR KLB
116
1
+
.
+
.
.
.
.
2
2
6-
9
6-
9
MEHMET İRİS & GİZEM SÜHENDAN ERGÜDER
AYTUNC BENTÜRK DANS VE SPOR KLB
119
1
.
.
.
.
+
.
+
2
2
6-
9
6-
9
FETTAH CETİN & SULE ISIL SÖZÜGÜZEL
BODRUM DANS KULÜBÜ
121
1
+
.
.
+
.
.
.
2
2
6-
9
6-
9
YUSUF EREL & OZNUR SAKLAN
RÜYA DANS AKD GSK
132
1
.
+
.
.
.
+
.
2
2
6-
9
10-
12
SENOL ÖZKAHRAMAN & TÜLAY ÖZKAHRAMAN
FIT DANCE GSK
127
1
.
.
.
.
.
.
.
0
0
10-
12
10-
12
İLKE YASAR & DENİSE İNCİ
GÜMÜŞ KEDİ GSK
134
1
.
.
.
.
.
.
.
0
0
10-
12
10-
12
İLYAS YALCIN & ÖZGE ERDEN
DANSI ARTTIRAN VE SEVENLER SPOR KLB
135
1
.
.
.
.
.
.
.
0
0
10-
12

Sezon başından beri anlattığımız, yarışma talimatlarında, kural kitapçıklarında da yer alan bir konu var. "Final 6 çiftle yapılır. Bu rakam başhakem insiyatifiyle ARTABİLİR." diyor kuralımız. Azalabileceğini söylemiyor. Fakat defalarca anlatmamıza rağmen, hakem kurulu içerisindeki arkadaşlarımıza tek tek anlatmamıza rağmen, bir türlü şu hatanın ve dolayısıyla çiftlerin hakkının yenmesinin önüne geçemedik.
Bu  hem sportif bilinç eksikliği, hem yarışma mantığına, yarışma kurallarına, hem de skating sisteminin işleyişine dair bilgi eksikliği yaşayan başhakemlerimizin "insiyatifi" (!) ile oluşmaktadır. 

Yuıkarıdaki tabloya göre, ilk tur sonunda 12 çiftin sadece 5 tanesi ile finale çıkılmıştır. Oysa ki 9. sıraya kadar takip eden çiftlerin tamamı aynı puanı almıştır. Yani yarışma normal şartlarda, yarışma talimatı ve kurallara göre ya "başhakem insiyatifiyle" (!) 9 çiftli bir final turuyla, ya 9 çiftli bir yarı final turuyla, ya da bu 4 çiftin arasında yapılacak bir pre-finale turuyla devam etmeliydi. Bu 4 çiftten en az bir tanesi daha yarışma kuralları ve talimatları gereğince finaller en az 6 çiftle yapılacağından, finale çıkmayı haketmiştir. Fakat başhakem kararıyla bu hak elinden alınmıştır. Belki de finalde podyumu zorlayacak bir performans sergileyecekti, bunu bilemezsiniz ve daha önce örnekleri de vardır. Bu sezon içerisinde bile! 

Gördüğünüz üzere başımıza ne geliyorsa, bu "başhakem insiyatifi" hadisesinden geliyor. Bunun sebebi de açık. Zaten evrensel bir kural yapısı olmayan salsa branşında herkesin algısı ve bakış açısı farklı işliyor. Dolayısıyla bu yarışmada başhakemlik yapan arkadaşımızla, bir sonraki yarışmada başhakemlik yapacak arkadaşımızın benzer durumlarda alacağı "insiyatifler" farklı olabiliyor. Yani bir sonraki yarışmada A klasmandaki eşitlik durumunda bambaşka çözüm yolları arayacak bir başhakem görebiliriz. Veya B klasmandaki eleme mevzuunda 9 çiftle yarı finalden deveam etmek isteyen bir başhakemle karşılaşabiliriz. Bu durumda ortada standart kalmaz. Her yarışmada farklı kararlar ve bu da yarışmalar arasındaki standardı tamamen bozar. Salsanın en büyük problemi "sportif bakış" eksikliğiyken, bu standartların bozulması, branşın kökünde dinamit patlatmaktan farksızdır.

Hiçbir spor branşında hakeme, jüriye, adı her ne ise, değerlendirme yapacak kişi veya kişilere böyle bir insiyatif verilmez. İnsiyatif bu gibi temel teknik konularda verilemez! Bunlar kurallarla net bir şekilde "emir" haline getirilmelidir ve bu emirler her yarışmada her kim başhakem ise o kişi tarafından takip edilmelidir. Başhakem insiyatifine verilebilecek konular, çok daha basit, yarışma sonucuna etki etmeyecek, yarışma organizasyonuyla, gidişatıyla, akışıyla ilgili hadiselerdir. Bu insiyatfi sözcüğünün talimatlarda yer alan gereksiz kullanımları acilen kaldırılmalıdır, ki bunun sezon başında Teknik Komite'ye yazılı olarak iletildiğini belirteyim. Teknik Koımite başkanı Sn. Berkan Kaymaz, bu talebi hazırlayan o dönemin aynı zamanda hakemlerinden Sn. Doğuş Özdemir'e cevap olarak "bilgi eksikliğiniz var, sizi gelişim semimerlermizde görmek isteriz, belki bir şeyler öğrenirsiniz" mealinde bir yazı iletmiştir. Gelinen noktada kimin "bilgi eksikliği" çektiği, öğrenmeye, gelişmeye, seminere  ihtiyaç duyduğu, hatta burada koca bir sezon boyunca devam eden yazılarımıza rağmen ısrarla "öğrenemediği" de açıkça görülmektedir.

Benim açımdan hatalar yüzünden son derece tatsız, keyifsiz, sportif anlamda bir gıdım dahi ilerlemenin olmadığı bir sezonu geride bıraktık. Bu süreçte TDSF Başkan'ı dahil olmak üzere mevcut yönetimde yer alan isimlerin bazılarının o "değişti artık" denilen eski adetlerinin halen devam ettiği gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldım. Muhtemelen sesini en çok çıkartan, en çok itiraz eden adam olduğumdan dolayı, en kötü adam da ben oldum. Hatta öyle ki, TDSF Başkanı bizzat kendi Facebook profilinde beni anarşist olmakla suçladı. Hayatımda aldığım en komik ve gerçek dışı ithamdı, kendisine o kahkaha dolu anlar için teşekkürlerimi sunuyorum tekrar. İnsanların çıkarları uğruna iki gün önce yerden yere vurdukları kişilerle, nasıl bir anda kardeş olduklarını gördüm. Bu insanlardan etrafımızda ne kadar çok olduğunu gördüm. Yine 30 küsür yaşına gelmiş koca koca adamların, nasıl bir anda ilkokulda öğretmenine arkadaşını ispiyonlayan çocuklara döndüğünü gördüm. Babam yaşındaki adamların koltuklarıını, temsil ettikleri mevkiileri geçtim, yaşlarından utanmaksızın ne şebeklikler yaptığını gördüm... Bir devlet kurumu adına resmi görevli, o devleti temsil etmekte olan kişilerin vazife mekanında nasıl göbek attıklarını gördüm. Yarışmaya şortla, kapriyle gelen yöneticilere ödül verdirenler gördüm. Çok acayip bir sezon gördüm, ki gözden kaçırdıklarımı, ya da şu an unuttuklarımı sayamıyorum bile... Kim bilir neler vardır...

Ama neyi göremedim biliyor musunuz ? Beni en çok üzen de budur.... Hakkını arayan yönetici, antrenör, sporcu göremedim doğru dürüst. Kuralları okuyan, kendini geliştiren, sporcusuna sahip çıkan, bunu bıkmadan usanmadan tekrarlayan kulüp yöneticisi ve antrenörü göremedim. Korktuğu için, aman bulaşmayayım dediği için sporcusunun hakkının defalarca yenmesine müsaade eden adamlar gördüm onların yerine. Ve defalarca hakkının yenmesine müsaade etmesine rağmen, hala o adamlara "hocam" diyerek, tapınan sözde sporcular.... Kısacası, bilinçli adam göremedim pek ben bu sezon, belki bir elin parmakları kadar... O da hani, "belki"... 

Önümüzdeki sezon, bu sene yapılan hataların, bütün sene bana bu yazıları yazdıran kötü olayların, tekrarlanmamasını bütün kalbimle diliyorum. Fakat daha da önemlisi, bu hatalar tekrarlanmasa da bilinçlenen, öğrenen, hakkını arayan, kendini savunan, sadece şov ve ego için değil, sportif bilinçle yarışan sporcular ve yine bu doğrultuda çalışan antrenör ve kulüp yöneticileri görmek istiyorum. En büyük temennim bu yöndedir. Zira hatasız bir sezon geçirmemiz mümkün değildir. Ancak hatalar yapılsa bile, bu tür bilinçli insanlar olduğu sürece, o hatalar her zaman için düzeltilecektir. Hele ki bizimkisi gibi aynı hataların koca bir sene boyunca ısrarla tekrarlandığı, bir gıdım olsun ilerleme kaydedilemeyen bir ortamda, en önemli gelişim, bu bilinçteki insanların artması olacaktır. Bir gıdım bile artsa, ilerlese bu bilinç, geleceğe umutla bakmama, en azından bir sezon daha takip edeyim dememe yetecektir salsa branşı adına.... En azından bu "Bir gıdımı" diliyorum önümüzdeki sene için..

Bu doğrultuda ben de elimden geldiğince bu yazılarımla biraz olsun bilinçlendirebiliyorsam ne mutlu bana. O bir gıdımı gördüğüm sürece buna devam edeceğim. Göstermiş olduğunuz ilgi için teşekkürler. 

Sevgiyle kalın...