Ağustos sonundaki yazımda yarışmaların başlamasına 1 ay gibi kısa bir süre kalmasına rağmen henüz salsa kural kitapçığına dair bir duyuru yapılmadığını, çiftlerin yarışmalara kurallardan bihaber hazırlanmakta olduğunu belirtmiştim. Üzerinden birkaç gün geçtikten sonra önce 4-5 Ekim tarihindeki yarışmalar iptal edildi, sonrasında ise salsa kural kitapçığına dair duyuru gerçekleşti. Geçtiğimiz sene Teknik Komite ve Hakem Komitesi’ndeki arkadaşlarımızdan sıkça duyduğumuz “merak etmeyin kurallar büyük revize geçirecek yaz tatilinde, baştan aşağı yenileniyor” söylemlerini havada bırakacak kadar geçen seneki kural kitapçığıyla “aynı” gözüken bu yeni (!) kurallar dizisini inceledik. Bu konuda kuralları oturmuş, tartışılmayan, net bir spor branşı olan cimnastik temelinden gelen; talimat, kural kitapçığı hazırlama ve mantığına son derece hakim, değerli hakem ve antrenör arkadaşım sevgili Doğuş Özdemir’in de aydınlatıcı bilgileri için teşekkür etmek isterim….
Salsa kural kitapçığını madde madde inceledik, evet, ancak tek tek bütün problemleri tartışmak çok zaman alacaktır ve okumanız açısından da zor olacaktır. İlgilenen ve daha detaylı soruları olanlar yazının altında yer alan e-mail adresimden benimle irtibat kurabilir. Elimden geldiğince yanıtlamaya çalışır veya yanıtlayabilecek değerli hocalarımızdan bilgi alarak size iletmeye çalışırım. Şimdilik sadece kritik noktaları ele alalım. Bu noktada Salsa Kural Kitapçığı’nı şu bağlantıdan bularak indirmeniz ve yazıyla birlikte takip etmenizi tavsiye ediyorum.http://tdsf.gov.tr/sabit/mevzuatlar
Madde 3.1 Klasman Belirleme:
“Yarışmacı çiftlerin yaş grupları içindeki klasmanlarını, katılımcı kulübün antrenörleri veya yetkili kişileri yaptıracaklardır. TDSF yarışmalarına ilk defa katılacak olan sporcular C klasmandan kayıtlarını yaptıracaklardır. Her durumda antrenörler sporcuları için dilekçe vererek klasmanlarını belirleyebilirler. Bu istek TDSF Teknik Kurulu tarafından incelenir ve kurulun onay vermesi halinde üst-alt klasmanlardan yarışma hakkı sporculara verilir.Sistemde kayıtlı olan sporcular mevcut klasmanlarına göre yarışma kariyerlerine devam edeceklerdir. Herhangi bir sporcu belirtilen klasman için yeterli niteliklere sahip olmadığı Teknik Kurul tarafından karar bağlanırsa sporcunun kulüp ve bireysel puanları sıfırlanarak sporcu, alt klasmanlardan birine çekilebilir.Her yarışma müsabakayı takip eden 1 hafta içinde Teknik Kurul tarafından izlenecek ve klasmanlara göre sporcu profilleri gözden geçirilecektir. Sezon içinde sporcuların klasmanlarında değişiklik yapılmaz.”
“Yarışmacı çiftlerin yaş grupları içindeki klasmanlarını, katılımcı kulübün antrenörleri veya yetkili kişileri yaptıracaklardır. TDSF yarışmalarına ilk defa katılacak olan sporcular C klasmandan kayıtlarını yaptıracaklardır. Her durumda antrenörler sporcuları için dilekçe vererek klasmanlarını belirleyebilirler. Bu istek TDSF Teknik Kurulu tarafından incelenir ve kurulun onay vermesi halinde üst-alt klasmanlardan yarışma hakkı sporculara verilir.Sistemde kayıtlı olan sporcular mevcut klasmanlarına göre yarışma kariyerlerine devam edeceklerdir. Herhangi bir sporcu belirtilen klasman için yeterli niteliklere sahip olmadığı Teknik Kurul tarafından karar bağlanırsa sporcunun kulüp ve bireysel puanları sıfırlanarak sporcu, alt klasmanlardan birine çekilebilir.Her yarışma müsabakayı takip eden 1 hafta içinde Teknik Kurul tarafından izlenecek ve klasmanlara göre sporcu profilleri gözden geçirilecektir. Sezon içinde sporcuların klasmanlarında değişiklik yapılmaz.”
Bana göre bütün kitapçığın en kritik kısımlarından biri bu maddedir. Bu madde özetle TDSF yarışmalarında yarışan tüm sporcu çiftlerin, hangi klasmanda yarışabileceklerine dair yetkiyi TDSF Salsa Teknik Kurulu’na vermekte ve bu klasman tayini esnasında Teknik Kurul üyelerininhangi kriterleri, nitelikleri değerlendireceklerine dair en ufak bir açıklama yapmamaktadır. Dolayısıyla Teknik Kurul'un elinde istediği sporcuyu, istediği zaman, bir alt klasmana çekebilme, sporcunun ve kulübünün puanlarını sıfırlayabilme hakkı bulunmaktadır. Bunu neye istinaden yaptıklarını da kimseye izah etme yükümlülükleri yoktur, zira kriterler ve nitelikler tanımlanmamıştır.
Herhangi bir spor branşı için böylesine bir güç çok tehlikelidir. Bilhassa TDSF gibi kurullarında ilgili branşta sporcu yarıştıran, kulüp sahiplerinin görev yaptığı bir kurumda… Art niyet olsun veya olmasın, kulüp sahiplerinin eline böyle bir yetki verilmesi başlı başına bir şaibe konusudur ve Teknik Kurulun bu kural dahilinde alacağı kararlar her zamantartışmaya açık olacaktır. Açıkçası, bu maddeyle birlikte kulübü bulunan, sporcu yarıştıran Teknik Kurul üyelerine her klasman içinrakiplerini tek tek belirleme, seçme şansı altın tepside sunulmuştur. Örnek verelim…
Diyelim ki A kulübünün başkanı aynı zamanda Teknik Kurul’da bulunuyor. B kulübünün başkanı ise TDSF’de görevi olmayan bir isim. İki kulübün de B klasmanda iddialı sporcuları var ve sezon boyunca çok yakın neticeler alıyorlar. Neticede B kulübünün çifti, A kulübünün sporcusunu geride bırakıyor. Bir sonraki sezonun ilk yarışmasından sonra Teknik Kurul bir karar alarak, B kulübünün sporcusunu ilk yarışmadan sonra izleme yetkisini kullanarak üst veya alt klasmana çekiyor. Böylece A kulübünün, Teknik Kurul üyesine ait kulübün, sporcusu B klasmanda en güçlü rakibinden kurtuluyor ve rahatça şampiyon oluyor. Ne de olsa bunu yapmaya yetkileri var ve neye göre, hangi kriterlere göre bu kararın verileceği belirtilmemiş.
Bu senaryo belki bugünkü Teknik Kurul üyesi arkadaşlar için geçerli olmayabilir. Ama yarın kimin teknik komitede olacağını bilemiyoruz, kötü niyetli biri bu kuralları suiistimal edebilir. Dolayısıyla kimsenin eline böylesine büyük bir yetki verilmemelidir. Bilhassa kulüp sahiplerinin, sporcu yarıştıran kişilerin…
Ayrıca sporcuların “alt klasmana çekilebileceği” belirtildikten bir cümle sonra “sezon içinde sporcu klasmanlarında değişiklik yapılamaz” ifadesinin gelmesi de çelişki yaratmaktadır. Sanıyorum kulüplerin klasman değişikliği talebi yapamayacağı söylenmek istenmiş. Doğru anlaşılabilmesi için bu noktada bir düzeltme şarttır.
Devam edelim…
Madde 3.2: Klasman Atlama:
“Sezon içinde klasmanlarda antrenörler tarafından herhangi bir değişiklik yapılmayacaktır. Sezon içi klasmanlarda değişiklik yapma yetkisi Teknik Kurul kararına bağlıdır.
“Sezon içinde klasmanlarda değişiklik yapılmaz. Bu durum antrenörün ya da kulübün seçimine bağlı değildir. Tüm puanlar sezon sonu sıfırlanır.”
“Sezon sonunda kazanılan tüm kulüp ve bireysel puanlar silinir.”
İlk cümlede yine Teknik Kurul ve üyelerine suiistimale son derece müsait, ucu açık bir güç verilmiş. Ve bu cümle ile ikinci cümle çelişmiş. Şimdi netice olarak sezon içinde klasmanlarda değişiklik yapılabiliyor mu? Kim yapabiliyor? Ne zaman yapabiliyor? Ve en önemlisi,“NEYE GÖRE” yapabiliyor? Bu sorular yanıtlanmalıdır.
Sezon sonunda tüm kulüp ve bireysel puanların silinmesi ise sporcuların çok büyük bir bölümünün klasman atlamalarını imkansız hale getirecektir.Sporcular sadece bir sezon içerisinde belli bir puanı toplamaları halinde klasman atlayabilecekler. Diyelim ki bu puan 450. Çiftimiz o sezon C klasmanda yarıştı, 400 puan topladı. Sezon sonunda puanları silindi ve sonraki sezon 430 puan topladı. İki sezon üst üste 450 barajına bu denli yaklaşmasına rağmen, puanları sürekli silindiğinden teorik olarak 10 sezon boyunca klasman atlayamayabilir. Ancak ve ancak sezon başında antrenörün dilekçesi ve Teknik Kurul’un neye göre verdiği belli olmayan kararıyla klasman atlama şansı olacaktır. Oysa ki dans sporu branşında olduğu gibi, çiftlerin kariyer puanları belli bir noktaya geldiğinde klasman atlamalarına müsaade edilebilir. Bunun için de sezon boyunca topladıkları puanları silmemek, sezon puanı ve kariyer puanlarını ayrı ayrı tutmak gerekecektir. Mevcut haliyle sistemde ilerlemek tamamen Teknik Kurul’un inisiyatifine kalmış durumdadır.
Ekleme: Bu noktada MADDE 5-2-2 kapsamında bahsi geçen RANKING LIST kavramıyla da bir çelişki söz konusudur. Sporcuların puanları her yıl sonunda sıfırlanıyorsa, bu maddede bahsi geçen sporcuların kariyer durumlarını takip etme mevzuu nasıl gerçekleşecektir? Puanlar siliniyorsa, bu durum nasıl takip edilebilir? Yok, eğer puanlar silinmiyor, bir kenarda tutuluyorsa, o halde neden kariyer ilerledikçe biriken puanlarla sporcuların klasman atlamasına müsaade edilmiyor?
Sonraki madde…
BÖLÜM 2- Madde 1 – TRICK:
“Trick tanımı tüm lift, drip drop, akrobatik figürler vb'nin tamamını kapsayan genel bir tanımdır. Dansa görsel güzellik ve akış dinamizmi kazandıran, dansın sunumu sırasında figür zamanlaması ve müzikalite sınırları dışına taşmayan, sürpriz unsurları taşıyarak dansa hareket ve izleme derinliği kazandıran figürler trick olarak adlandırılır.”
Kural kitaplarında tanımlar net ve yoruma tamamen kapalı olmalıdır. Tüm spor branşları için bu geçerlidir. “VS” ve “VB.” gibi tam olarak neye tekabül ettiği belli olmayan ibareler sezon içerisinde sorunlar yaratabilir. Zira bu “vs” kapsamına neyin girdiği net bir şekilde ifade edilmemiştir ve kişiden kişiye bu yöndeki yorum değişebilir. Bu haliyle bu madde bir kural değildir ve maalesef buna benzer başka maddeler de bulunmaktadır.
Figür zamanlaması kavramını kullanabilmemiz için, figürleri net ve detaylı olarak tanımlamamız gerekir. Hangi figür ne şekilde, hangi adımlarla, hangi ayak pozisyonları, vücut pozisyonları kullanılarak ve nasıl bir zamanlamayla yapılmalıdır? Bu kavramları, kitapçıkta bahsi geçen her figür için tek tek tanımlamak gerekmektedir.
Sürpriz unsurlar tam olarak nedir? Sürpriz unsurları ile ne ifade edilmek istenmiştir? Bunun tanımı da yapılmalıdır.
Aynı şekilde kitapçıkta bahsi geçen “fiziksel temas ve fiziksel destek”kavramlarıyla ilgili de soru işaretleri oluşmaktadır. Kitapçıktaki tanımlara göre bir örnek verelim:
Erkek sporcu sabit durmakta ve bayan sporcuya dokunmamaktadır. Elleri iki yanda açık ve boştadır. Bayan sporcu, erkek sporcunun dizine oturarak iki ayağını da yerden kesmiştir. Bu poz fiziksel temas kapsamında mıdır, destek kapsamında mıdır? Bay ve bayan sporcuların ellerinde bir temas yokken, sadece ayaklarıyla birbirlerine değmeleri temas kapsamına girer mi? Temas detaylı olarak tanımlanmalıdır.
Madde- 4: Akrobatik Figürler ve Varyasyonları:
Kesinlikle sosyal altyapısı bulunmayan, icra edilmesi için belli motorik eğitim süreçlerinden geçilmesi gereken, vücudun sagital, frontal veya transversal düzlemlerde döndüğü hareketlere verilen genel addır.
Salsa da kullanılabilecek akrobatik figürler ve varyasyonları;
a- Parende ve varyasyonları (ön – arka)
b- Çember ve varyasyonları (Sağ-Sol)
c- Burgu ve varyasyonları
d- Flig-Flag ve varyasyonları
e- Kartvil ve varyasyonlarıdır.
Bahsi geçen hareketler muhtemelen cimnastik branşında bilinen figürlerdir. Eğer böyle ise kural kitabı bu figürleri, referans bir kitap veya kaynak göstererek tanımlamalıdır. Parende ve diğer tüm figürlerindoğru uygulanış şekilleri belirtilmelidir. Tıpkı Dans Sporu branşı kural kitapçığının tüm figür literatürüyle ilgili olarak gösterdiği 5 kaynak kitap gibi… Eğer başka bir spor branşından alıntı yapılmıyor, tamamen özgün bir takım figürlere bu isimler veriliyorsa, yine bahsi geçen figürler tüm detaylarıyla tanımlanmalı, doğru uygulama şekli belirtilmelidir.
Bir de “sosyal altyapı” ibaresi vardır ki, her ne kadar adı sosyal Latin dansları branşı olsa da, neyin sosyal altyapıya girdiği, neyin girmediği belirtilmediğinden, bu ifadenin de bir değeri yoktur, havada kalmaktadır.
Madde- 5: Duraksama
“Dansçıların bir sekizlikten (2 Bar-8 Vuruş) fazla olmamak kaydı ile rutin boyunca en fazla 2 defa uygulayabildikleri hareketsizdurumlarıdır. Giriş ve final pozları bu kısıtlamanın dışında olan durumlardır.”
“Hareketsiz” ibaresi genişletilmelidir. Sporcunun ayakların ve vücudu sabitken, sadece elini hatta tek parmağını hareket ettirdiği durumlar “duraksama” kapsamına girer mi mesela? Bu tanım genişletilmeli, daha net ve kişisel yoruma kapalı hale getirilmelidir.
Madde 3-2: On1 ve On2 Yarışma Bilgisi
“Tüm klasmanlarda final ve eleme turlarında On 1 başlanırsa On1, On2 başlanırsa On2 yarışmaya devam edilmelidir. Aynı şekilde hangi salsa stili ile performansa başlanırsa aynı salsa stili kullanılarak yarışma tamamlanmalıdır.“
On1 ve On2 ibarelerinin ne anlama geldiğini elbette salsayla ilgilenen herkes biliyor. Salsa stilleri denildiğinde de akla LA, NY veya Casino gibi stiller akla gelmektedir. Fakat bir spor branşının kural kitabı yazılırken, o kural kitabını okuyan ve bu sporla ilk kez karşılaşan birinin dahi anlayabileceği bir dil ve detay kullanılmalıdır. Dolayısıyla “On1 ve On2 nedir?” sorusu detaylı olarak yanıtlanmalı, kullanılabilecek tüm olası salsa stillerinin listesi yayımlanmalı ve hatta madem bu stiller arasında geçiş yapmak yasak, aralarındaki farklar da ifade edilmelidir. Zira kural kitapları bu tip konulara netlik kazandırmak için yazılır.
Örneğin futbol oyun kitabında “top kaleye girince gol olur” diyerek konuyu geçiştiremezsiniz. Önce topu boyutları, malzemesi, içindeki hava basıncıyla tanımlarsınız. Sonra kale direklerinin çapını, uzunluğunu, yüksekliğini tanımlarsınız. Kale çizgisinin genişliğini de tanımladıktan sonra, son olarak, “topu kale çizgisini tamamen geçmesi” eylemini matematiksel olarak ifade edersiniz. Ancak bu detayları belirttikten sonra “gol” kavramını kural haline getirmiş olursunuz. Aksi halde topun kaleye girmesi, herkes tarafından farklı algılanabilir. Kimisi topun çizgiye değmesi yeterlidir der, kimisi biraz geçse olur der, kimisi top ağlara değmeden gol sayılmaz der… Bu yorum farklarını ortadan kaldırmak için net, matematiksel ibareler kullanmanız, kuralları “ÖLÇÜLEBİLİR”, somut ve kişisel yoruma kapalı hale getirmeniz gerekir.
Madde 3-5: Hitlerde Çalınacak Müziklerin Belirlenmesi
“Hitlerde çalınacak müzikler; Teknik Kurul ya da Teknik Kurul tarafından yazılı olarak görevlendirilmiş 3-5 kişiden oluşan Salsa Müzik Komitesi tarafından belirlenir. Sezon başında her yarışma için ayrı ayrı belirlenen müzikler etaplar sırasında Teknik Kurul yetkilileri tarafından etap müzik sorumlusuna verilir. Her etap yarışmasında Teknik Kurul ya da Teknik Kurula bağlı Salsa Müzik Komitesi tarafından belirlenen şarkılar dışında şarkı çalınmaz. Hitler arasında, müsabaka aralarında, öncesinde ve sonrasında Latin müzikleri dışında müzik türleri çalınmaz. Çalındığı takdirde etap müzik sorumlusu başhakem tarafından uyarılır. Durum devam ederse başhakem ve gözlemci raporunda belirtilir.”
Bu madde “bir kural kitapçığı nasıl yazılmaz” sorusuna güzel bir örnektir maalesef. İlk olarak “3-5 kişi” ibaresinden başlamak lazım. Tam olarak kaç kişiden oluşur bu komite? 3 mü? 5 mi? 3 ya da 5 mi? 4 kişiden oluşamaz mı mesela? Sanıyorum “en az 3, en fazla 5 kişiden oluşur” anlamı verilmek istenmiş. Elbette çok önemli gözükmeyebilir bu hata, ancak aslında kitapçığı ardındaki genel bakış açısını görmek açısından önemli işaretler sunmaktadır. Kural kitapçığında Salsa Müzik Komitesi’ne “3-5 kişi” şeklinde atıfta bulunulması pek hoş durmamış kanımca…
Gelelim bu maddenin esas can sıkıcı noktasına… Yanlış anlamıyorsam,sezon boyunca tüm planlı yarışmaların müziklerini ayrı ayrı, Teknik Kurul belirliyor ve müzik komitesine gönderiyor. Dolayısıyla Teknik Kurul üyeleri hangi yarışmada hangi parçaların çalınacağını önceden biliyor. Bahsi geçen Teknik Kurul üyeleri aynı zamanda sporcu yarıştıran, kulüp sahibi insanlar. Hatta antrenörlük yapanlar var. Bu noktada akla “haksız rekabet” kavramı ister istemez geliyor. Kendilerine böyle bir avantaj sağlamıyor olsalar bile, ellerinde böyle bir imkanın bulunması diğer kulüp sahipleri ve sporcular açısından ciddi şekilde mide bulandırıcı olsa gerek… Takdiri sizlere bırakıyorum.
Madde 3-6: Finale Kalacak Sporcu Sayısı
“Her klasmanda finale 6 sporcu kalır. Eşitlik durumunda skating sistem final için 6 sporcudan daha az bir sayı dahi verse 6 sporcu ve üstünde sistemin önerdiği sayı seçilir ve finale bırakılır. Final turuna 6 sporcudan az sporcu bırakılmaz.“
Geçtiğimiz sene en çok yaşanan sıkıntılardan biri skating sonuçlarıyla ilgili başhakem müdahaleleriydi. Finale çıkan eksik sayıda sporcular, hakkı yenen sporcu ve kulüpler… Sıkça karşı karşıya kalınan bir problemdi. Bir düzenlemeye gidilmiş olması bu açıdan sevindirici, ancak maalesef yine doğru tanım yapılamamış ve bunun da suiistimal edilme ihtimali yüksek. Bakınız, dans sporu kural kitapçığı finale kalacak sporcu sayısını nasıl tanımlamış. Malumunuz, orada da skating sistemi kullanılmakta:
1.1 Final turu 6 çiften oluşmaktadır. Ancak yarı finalden final turuna geçerken çift sayısı 6’dan fazla olduğu durumlarda:
1.1.1 1 fazla olduğunda, final turunda yarışacak çiftlerin sayısı önceden belirlenen çift sayısından bir fazla olur.
1.1.2 2 ve daha fazla olduğunda, tüm dansların toplamında en az oy (X) alan çiftler elenir ve final turunda elenen çift sayısı kadar eksik çift yarışır.
1.2 Final turu en az 3 en fazla 7 çiftten oluşabilir.
Geçtiğimiz sene yaşanan sıkıntılar “finalde en az 6 çift yarışır” ibaresinden kaynaklanıyordu. Oysa bu ibare kaldırılsa, finalde 3-7 çift yarışır ibaresi gelse tıpkı dans sporundaki gibi, hakemler çok rahatlayacaklar. Örnek verelim:
Yarı finalde 12 çift yarışıyor. Bu çiftler yarı final performanslarına göre hakemlerden “X” alıyor ve finale kalıyor. Buna göre maksimum sayıda hakemden “X” alan 5 çift olsun. 6-10 arası çiftler bir “X” eksik almış olsun. 11-12 arasındaki sıralamada yer alan çiftler de en az sayıda “X” almış olsun. Dans sporu sistemine göre finalde 5 çift yarıştırabilirsiniz. Zira aksi halde 7’den fazla çift almanız gerekecek ve bu kurallara aykırı. Dolayısıyla 6. sıradaki çifti finalin dışında bırakabilirsiniz.
Oysa salsada, ki bu durum geçtiğimiz sene yaşandı, 5 çifte inme şansınız yok. Çünkü kendi kendinizi “en az 6 çiftle final yapılır” diyerek kısıtlamış durumdasınız. Bu durumda mecburen 6 çiftin üzerindeki eşitliği bozan noktaya, yani 10. pozisyonuna gitmeniz gerekiyor. Yani 10 çiftle final yapacak, yarı finalde sadece 2 çift elemiş olacaksınız.Takdir edersiniz ki pek de kullanışlı ve pratik bir sistem değil.
Teknik Kurul’daki arkadaşlarımızın önlerinde test edilmiş, onaylanmış, bırakın TDSF bünyesindeki kardeş branş dans sporunu, bütün dünyanın uyguladığı bir model varken bunu dikkate almıyor olmalarını bir türlü anlamıyorum. Benim yazdığım yazıları dikkate almıyor olmaları, benden ve eleştirilerimden dolayı pek hazzetmiyor olmalarını anlayabiliyorum. Fakat bağlı bulundukları TDSF çatısı altında son derecedeğerli, yarışma sporu olarak dansa yıllarını vermiş Sayın İsmet Müftüoğlu, Sayın Günce Yöney ve daha bir çok isim varken, bu kişilere danışılmadan, Amerika’yı yeniden keşfetmeye çalışmaları bana garip geliyor ve bir türlü izah edemiyorum.
Madde 3-7 C / B / A klasman Kuralları
“Basic Step (Temel Adım) ve Varyasyonları
Sağ Dönüş (Max. 2 tur dönüş kullanılabilir)
Sol Dönüş (Max 2 tur dönüş kullanılabilir)
Cross Body Lead ve Varyasyonları Inside & Outside (Maksimum 2,5 tur dönüş kullanılabilir)
Titanic (Shadow Position) ve Varyasyonları
Whip (Adios, Kırbaç ve Türevleri)
Walk Around (Alan Kullanımı Geniş Kombinasyonlar)
Swing Turn (Double Cross) ve Varyasyonları (Max 2,5 tur dönüş kullanılabilir)
Copa “
Yukarıda bahsi geçen figür isimleri, tıpkı daha önce ON1 ve ON2 konularında olduğu gibi net bir şekilde, detaylı olarak tanımlanmalı, izah edilmelidir. Elbette Teknik Komite üyeleri, hakemler ve antrenörler bu figürleri biliyor ve gecelerde, sahnede kullanıyorlar. Ancak tekrar ifade etmek gerekirse, kural kitapları, ilgili spor branşına dair en ufak bilgisi olmayan birinin bile anlayabileceği açıklıkta yazılmalıdır. Dolayısıyla tıpkı Dans Sporu’nda olduğu gibi yukarıda bahsi geçen 9 figür en ince detayına kadar tarif edilmeden maalesef bu maddeye bir kural, bu kitapçığa bir kural kitapçığı dememiz mümkün olmayacaktır. Şahsen bu yaz Teknik Kurul’dan beklediğim esas çalışma bu figürlerin elementasyonunu, yani detaylı tanımını yapmaları yönündeydi. Başka bir değişiklik olmaksızın, sadece bu 9 figürün tanımı net olarak yapılmış olsa bile bu kitapçık salsayı sporlaştırma yönünde atılmış büyük bir adım olurdu. Fakat maalesef hiç dokunulmamış ve geçen seneki haliyle önümüze koyulmuş.
Bu haliyle herhangi bir çift çıkıp kendi uydurduğu bir hareket yapsave yarışmadan sonra sorsanız, bu hareket nedir diye, size rahatlıkla Cross Body Lead cevabını verebilir. Çünkü siz kural kitabınızda Cross Body Lead şudur, şu şekilde yapılır diye tanımlamamışsınız. Tanımlamadığınız bir şeyi sporcudan bekleyemezsiniz. Benim açımdan son derece büyük bir hayal kırıklığıdır bu maddenin bu hali.
Bir de aynı 9 figür tüm klasmanlarda bekleniyor. Dolayısıyla C, B ve A klasmanlar arasındaki fark nedir anlamak pek mümkün olmuyor. Sadece bir üstteki klasmanın, alttakine göre 10% oranında daha fazla shine yapma izni var. Bunun dışında klasmanlar arasında kural ve gereksinim açısından başka bir fark tanımlanmamış. Teknik Kurul’un da sporcu klasmanlarını belirlerken neye göre, hangi kriter ve niteliklere görekarar vereceği tanımlı değil… Bu noktada çiftlerin birbirinden nasıl, hangi“ÖLÇÜLEBİLİR” kriterlere göre ayrılacağını merak ediyorum doğrusu.
Son olarak A klasmanda koreografi gereksiniminin kaldırılmış olması(Kulüplerarası Şampiyona kapsamında) ve 1:30 dakikalık birperformansın yarısında shine yapma imkanı sağlanması da soru işareti olarak gözüküyor. Koreografi uygulamaları esnasında çiftlerin arasındaki farkı gözlemlemek hakemler açısından daha rahattır. Şimdi bu imkanları olmayacağı gibi bir de çiftlere parçanın yarısında ayrı ayrı, açık shine yapma imkanı sunulması, salsa yarışmalarının A klasmanını çiftlerin değerlendirildiği bir yarışmadan çok, bireysel dans kabiliyetinin değerlendirildiği, kriterleri de belli olmayan bir “gösteri” haline getirmiş maalesef.
Bölüm 7: Yarışma İşleyişi
“TDSF Ulusal yarışmalarında 96 çift ve üstü katılım olduğunda re-dance uygulanır.”
Redance için alt limiti 96 çiftte belirlemek salsa yarışmaları için, hele ki iki şampiyonayı aynı günde yapmayı planladığınız bir sezonda, ciddi sıkıntılar yaratacaktır. Korkarım yine gece yarısı biten yarışmalarla karşı karşıya kalabiliriz bu sezon. Bu uygulamanın da doğrusunu Dans Sporu kural kitapçığından almak mümkündü. Sayıyı 48 gibi daha mantıklı ve makul bir seviyede belirlerseniz, REDANCE uygulamaları daha etkin hale gelir. Bu haliyle 95 çifte REDANCE uygulayamıyorsunuz. Kimsenin, hiçbir başhakemin 95 çifte redance uygulamak gibi bir şansı böylece kalmamıştır. Kural hatasına girer. Zira redance “96 çift ve üzerinde” uygulanır diye kural kitapçığına net bir şekilde yazmışsınız. Redance olmadan 90 ve üzeri çift yer alan klasmanlar nasıl değerlendirilecek, o toplu danslar nasıl gerçekleşecek merak ve endişeyle bekliyorum.
“Yarışmacı çiftler ile ilgili tüm uyarılar sporcuların antrenörüne veya temsil ettikleri kulüp yetkilisine yöneltilir.”
Bu kurala göre bu yıl artık geçtiğimiz sezonlarda olduğu gibi, sporcuların heat sonrası hakem masasına davet edildiği durumlarla karşılaşmayacağız. Bundan böyle sporculara dair uyarılar, sporcuyla hakemin konuşması sonrası değil, hakemin ilgili sporcunun antrenörünü davet etmesi sonucu iletilecektir. Elbette ilgili sporcununantrenörü hakemlerin arasındaysa çözüm nasıl olacaktır bilemiyorum. Malum, bu yüzden ceza alan, antrenörken hakemlik yaptığı için disiplin komitesine sevk edilen isimler oldu. Bakalım bu yıl bu konudaki yaklaşım ne şekilde olacak. Onu da merakla bekliyoruz.
Bölüm 8: Yarışmalara Katılan Sporcularda Aranan Şartlar
Bu bölümde çok önemli bir eksik bulunmaktadır. “Sporcu çift” tanımı yapılmamıştır.
“Sporcu çift bir bay ve bir bayan sporcudan oluşur.” Bu ibare bulunmadığı sürece, kulüpler iki erkek veya iki bayan sporcuyu çift yaparak yarıştırabilirler. Bu anlamda TDSF’yi kutlamak gerektiğine inanıyorum. İlgilenebilecek arkadaşların bilgisine sunarım, karşı cinsten partneriniz olmasa da salsa yarışmalarına katılabilirsiniz.
Bölüm 9: Uygulama Hakemi Değerlendirme Kriterleri
“Uygulama hakemi değerlendirme esnasında 3 hata türü üzerinden sporcuları gözlemler. Basit Hata, Orta Hata, Büyük Hata.
Basit Hata; koreografinin genel görüntüsünü ve akışkanlığınıetkilemeyen, ancak hakemlerin teknik açıdan değerlendirmeleri sırasında göz önünde bulundurduğu hatalardır.
· Shine uygulamaları sırasında gerçekleşen küçük çizgi bozuklukları,
· Figürlerde meydana gelen küçük açı ve senkronsorunları,
· Telafi edilebilen küçük el kayıpları,
· Minimal düzeyde gerçekleşen sendelemeler ve denge kayıpları
· Bir dörtlük içindeki basit ritim ve küçük zamanlama hataları
· Koreografinin devamlılığını aksatmayan diğer küçük teknik hatalar.
Orta Hata; koreografinin genel görüntüsünü ve akışkanlığınıminimal düzeyde etkileyen, sporcuların koreografi sunum enerji ve kalitelerini minimal düzeyde değiştiren hatalar orta hata olarak değerlendirilir.
· Bariz denge kayıpları ve sendelemeler
· Figürlerde meydana gelen orta düzey açı ve senkron hataları,
· Figürlerin akıcılığını doğrudan etkileyen orta düzey el kopmaları
· Bir sekizlik boyunca süren ritim ve zamanlama hataları
· Koreografinin devamlılığını minimal düzeyde etkileyen diğer orta hatalar
Büyük Hata; koreografinin genel görüntüsünü ve akışkanlığınıdoğrudan etkileyen, her türlü düşme, çarpışma vb. bariz sorunlar büyük hata olarak adlandırılır.
· Koreografi sırasında meydana gelen her türlü düşme ve ciddi çarpışmalar
· 2 sekizlik veya daha fazla süren ritim hataları (her iki sekizlik için 10 Puan kesilir)”
Tekrar etmek gerekirse, kural kitaplarında “göreceli” veya “yoruma açık” kavramlar bulunmamalıdır. “Küçük, büyük, orta, bariz” gibi ifadeler son derece göreceli ve kişiden kişiye değeri değişen kelimelerdir. Bana göre küçük olan hata, size göre büyük olabilir. Veya bana göre “bariz” olabilecek bir temas kaybı, bir başkası için belirsiz olabilir. Bunların yerine matematiksel veya bir başka deyişle “ÖLÇÜLEBİLİR” tanımlar yapılmalıdır. Tıpkı BÜYÜK HATA tanımında yer alan işaretli son iki madde gibi. Diğer maddeler için ne kadar eleştiriyorsam, bu maddeler için de alkışlıyorum. İlk cümledeki “ciddi” kelimesi hariç –gayri ciddi çarpışma var mıdır bilemiyorum ne de olsa- son derece ölçülebilir ve matematiksel bir madde olmuş. Her türlü düşme ve çarpışmayı büyük hata kapsamına alıyorsunuz. Aynı zamanda 2 sekizlik veya daha fazla süren (ölçülebilir) ritim hatalarını da net bir şekilde cezalandırıyorsunuz. Tek sıkıntı şu ki, ON1 ve ON2 tanımları yapılmadığından “ritm hatası” şimdilik havada kalan bir kavram olmuş.
Bunun dışında bu bölümde yer alan ve içerisinde ölçülebilir nitelikte ifadeler taşımayan maddelerin tamamı maalesef hakemler arasında zaten bulunan ve minimuma inmesi gereken “kişisel algı farkını” arttırmaktan ve altını çizmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Bölüm 15: İtirazlar
Geçen seneden pek farkı yok bu bölümün. Lakin şu son cümleyi pek anlayamadım, zira bahsi geçen “3” diye bir şık göremedim. Soru işareti olarak not edilen bir madde oldu.
“Yarışma için yapılan itirazlar yarışma serisi esnası içerisinde (3) şıkkındaki şartları yerine getirmek kaydıyla yapılır. Seri bitiminden sonra yapılan itirazlar dikkate alınmazlar.”
Bölüm 17: Diskalifiye Etme Durumları:
“TDSF Sportif Sosyal Latin Danslar SALSA kıyafet talimatına aykırı şekilde müsabakaya katılan sporcular diskalifiye edilir.
Yarışma Talimatına uymayan sporcular diskalifiye edilir.
Klasmanlara ait müfredat sınırlamalarına uymayan sporcular diskalifiye edilir.
Yarışma düzenini olumsuz etkileyebilecek uygunsuz davranışlarda bulunan sporcular, (hakemlere veya diğer sporculara veya seyircilere karşı fiziki veya sözel saldırıda bulunan sporcular) başhakem tarafından yarışmadan diskalifiye edilebilir. “
Genel olarak doğru kurgulanmış olsa da, ilk 3 maddede “diskalifiye edilir” net ifadesi kullanılmışken, son maddede opsiyon bırakılması soru işareti yaratıyor. Son maddede “diskalifiye edilebilir” denilmiş ancak başhakemin bu konuda neye göre karar vereceği belirtilmemiş. Dolayısıyla iki farklı başhakem iki farklı karar verebilir ve bu da çifte standart yaratır. Bilinçli olarak bırakılan bir opsiyon mu, yoksa bir çeşit yazım hatası mı bilemiyorum ancak arkasındaki mantığı teknik komitenin izah etmesi faydalı olacaktır.
Bir not da yarışmaların tarih ve yapılacakları yerlere dair belirlemelere ve yarışmaları üstlenecek kulüplerin nasıl belirlendiğine dair düşmek isterim. Şu anki haliyle TDSF sezon başlamadan kulüplerden “yarışma düzenleme talebi” topluyor. Fakat bu talepleri aldıktan sonra herhangi bir kamu ihalesi düzenlemiyor. Yarışmaları dağıtırken neye göre, hangi kriterlere bakarak dağıttığı bilinmiyor. Oysa ki Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre bu tip organizasyonların üstlenilmesinde en az 3 teklif alınmalı ve bunlar yine kanunlarda yazan kriterler çerçevesinde değerlendirilerek görevlendirme yapılmalıdır. Burada açık bir kanunsuzluk gözükmektedir.
Bunun haricinde yarışmayı üstlenen, ancak daha sonra yarışmaya kısa bir süre kala “yapamıyoruz” diyerek yarışmanın iptaline sebep olan kulüplere de bir yaptırım uygulanmamaktadır. Bu hem TDSF Genel Kurulu tarafından ibra edilen bütçede nereye gittiği bilinmeyen açıklar olmasına, hem de sezon planlamasının şaşmasına sebep olmaktadır. Aynı zamanda suiistimale de son derece açık bir durum yaratmaktadır. Örnekleyelim:
A kulübü sezonun son yarışmasını yapmak için başvuruyor ve yine benzer başvuruda bulunan B kulübüne rağmen –hangi kriterlere göre olduğu bilinmeksizin- yarışmayı yapma hakkını TDSF’den alıyor. A ve B kulüpleri aynı zamanda kulüplerarası şampiyonanın da en büyük favorileri arasında. Son yarışmaya gelindiğinde puan tablosunda A kulübünün çok az farkla liderliği gözüküyor. Fark o kadar az ki, B kulübünün bir sporcusu A kulübüne ait bir sporcuyu geride bıraksa, şampiyon B kulübü olacak… Yarışmaya 2 hafta kala A kulübü finansal sebeplerle yarışmayı yapamayacağını söyleyerek iptalini talep ediyor. Böylece mevcut puan tablosu geçerli olduğundan, A kulübü şampiyonluğunu da ilan etmiş oluyor…
Bu iptalin de en ufak bir yaptırımı olmuyor… An itibariyle kurallara göre bu durum oluşabilir. Hatta geçen sene tam olarak böyle olmasa da 4 yarışmanın iptali neticesinde benzer durumlar gerçekleşti. Sizce adil mi?
Sonuç:
Uzun bir inceleme oldu, sabrınız ve ilginiz için teşekkür ederim öncelikle. Bu kural kitapçığının önemli iki eksiği bulunuyor.
İlk olarak tüm teknik terim ve ibarelerin net bir şekilde, soru işareti bırakmaksızın tanımlanması gerekiyor. Buna figürler, on1, on2, salsa stilleri gibi bütün ifadeler dahildir. Yine bu kapsamda “vs.” / “vb” gibi ifadeleri ortadan kaldırarak, net ve kesin tanımlar yapmak gerekiyor. Bu saydığım adımlar atılmadan salsanın sporlaştırılması mümkün olmayacaktır. Bu adımları atmazsak, salsanın WDSF kapsamında sporlaşırken bu sürece –TDSF Başkanı ve Salsa Teknik Kurul Başkanımızın iddia ettikleri gibi- öncülük etme şansımız ise hiç yoktur. Zira WDSF bahsettiğim bu netliği mutlak suretle arayacaktır. Örnekleri dans sporu Latin ve Standart branşlarında mevcuttur.
Kitapçığın ikinci eksiği, ki bence aslında kuraldan ziyade bütün yarışmaların akıbetiyle ilgili önemli bir husustur, Teknik Kurul ve Başhakeme verilen yetkilerin gereğinden fazla olmasıdır. Türkiye gerçekleri kapsamında değerlendirecek olursak, bugün TDSF salsa komitelerinde görev alan arkadaşlarımızın neredeyse tamamının salsa yarışmalarına katılan kulüplerin yöneticileri ve/veya antrenörleri olduğunu düşünürsek, bunun bugün veya ileride yaratabileceği sıkıntıları görmek çok da zor olmaz.
· An itibariyle Teknik Komite üyesi bir kulüp sahibi/antrenörü olmak demek aşağıdakileri aynı anda yapabilmek demektir:Kulübünüz adına yarışmalarda sporcu yarıştırabilmek.
· Sporcularınızın yarıştığı yarışmanın kurallarını bilfiil belirleyebilmek.
· Sporcularınızın yarıştığı klasmanlardaki rakipleri inceleyerek, o rakipleri alt veya üst klasmana kaydırabilmek.
· Sporcunuzun yarıştığı klasmanda yarışması talep edilen bir başka sporcunun, o klasmanda yarışarak size rakip olmasına izin vermek ya da vermemek.
· Sporcularınızın yarıştığı yarışmalarda çalınacak müzikleri, diğer kulüplerin aksine, önceden bilmek ve hatta bilmenin de ötesinde bizzat belirleyebilmek.
Sizleri bilemiyorum… Ama kuralları, oyuncuları, şartları, her şeyi rakiplerim tarafından belirlenen bir sistemde yarışmak bana pek de adil gelmiyor. Takdir sizlerin.
Sevgiler.
İletişim için: erdemozkan@hotmail.com