Afyon'da Salsa
Neyse, esas konumuza gelelim. Salsa Kural Kitabı der ki (şimdilik böyle diyor, yarın ne olur bilinmez):
Madde 3-1 : Finale Kalacak Sporcuların Belirlenmesi:
"...Puanlama sonucunda Türkiye Şampiyonası dışındaki tüm open yarışmalarda finale 6 sporcu kalır. (Eşitlik durumunda bu sayı artabilir, azalamaz..."
Sezon başında kural kitapçığına dair yorumlarımızı yaparken bakınız bu kurala dair neler demişiz (http://umraniye-lounge.blogspot.com/2013/09/yeni-kurallar-tandk-skntlar.html)
Madde 3-6: Finale Kalacak Sporcu Sayısı
(Bakınız benim yorumlarımda 3.6 olarak yer alan madde, son yayımlanan kitapçıkta 3.1 olarak gözüküyor... Net bir şekilde değişmiştir Kural Kitabı.)
(Bakınız benim yorumlarımda 3.6 olarak yer alan madde, son yayımlanan kitapçıkta 3.1 olarak gözüküyor... Net bir şekilde değişmiştir Kural Kitabı.)
Geçtiğimiz sene yaşanan sıkıntılar “finalde en az 6 çift yarışır” ibaresinden kaynaklanıyordu. Oysa bu ibare kaldırılsa, finalde 3-7 çift yarışır ibaresi gelse tıpkı dans sporundaki gibi, hakemler çok rahatlayacaklar. Örnek verelim:
Yarı finalde 12 çift yarışıyor. Bu çiftler yarı final performanslarına göre hakemlerden “X” alıyor ve finale kalıyor. Buna göre maksimum sayıda hakemden “X” alan 5 çift olsun. 6-10 arası çiftler bir “X” eksik almış olsun. 11-12 arasındaki sıralamada yer alan çiftler de en az sayıda “X” almış olsun. Dans sporu sistemine göre finalde 5 çift yarıştırabilirsiniz. Zira aksi halde 7’den fazla çift almanız gerekecek ve bu kurallara aykırı. Dolayısıyla 6. sıradaki çifti finalin dışında bırakabilirsiniz.
Oysa salsada, ki bu durum geçtiğimiz sene yaşandı, 5 çifte inme şansınız yok. Çünkü kendi kendinizi “en az 6 çiftle final yapılır” diyerek kısıtlamış durumdasınız. Bu durumda mecburen 6 çiftin üzerindeki eşitliği bozan noktaya, yani 10. pozisyonuna gitmeniz gerekiyor. Yani 10 çiftle final yapacak, yarı finalde sadece 2 çift elemiş olacaksınız.Takdir edersiniz ki pek de kullanışlı ve pratik bir sistem değil.
Şimdi de bu kuralın uygulandığı en son Afyon yarışmasının Yetişkinler C Klasman tablosuna bir göz atalım. (Sonuçların tamamını şu link'e basarak indirebilirsiniz: http://www.tdsf.gov.tr/haber/2-ETAP-YARisMA-SONUcLARi-AFYON-01-ARALIK-2013.docx)
Yarışma akışı yarı final turuna kadar (skating tablosunda 4. tur olarak gözüküyor) herhangi bir sıkıntı göstermiyor. Yarı final turuna 13 çiftle giriliyor. Bu noktada hakemlerin 13 çiftin 6 tanesini final için işaretlemeleri gerekiyor. Bu turda değerlendirme yapan 7 hakemin seçimleri sonucunda oluşan tabloyu (ve çiftlerin kaç X aldığını) şu şekilde özetleyebiliriz:
7 X alan çift sayısı: 1
5 X alan çift sayısı: 3
3 X alan çift sayısı: 6
2 ve daha az X alan çift sayısı: 3
Şimdi finale çıkacak çiftleri bu değerlendirmeye göre belirleyebiliriz. Buna göre, 7 X alan çiftimiz ve 5 X alan 3 çifti final turuna kesin olarak yazabiliyoruz. Böylece finale yazılması gereken EN AZ 6 çiftin 4 tanesini yakalamış olduk. 2 çifte daha ihtiyacımız var.
Bir sonraki eşitlik noktası olan 3 X almış sporculara bakıyoruz. Bu çiftleri birbirinden ayırmamız mümkün değil. Fakat şu an elimizde sadece 4 sporcu var ve kurallar bizim 4 sporcuyla final yapmamıza izin vermiyor. Yarışma sırasında "Hay bin kunduz! Kim yazdı bu kuralları yahu? Ha, biz yazmıştık değil mi, doğru ya..." diyenler olmuştur herhalde içinden...
O zaman ne yapılması gerekiyor? Bu 6 sporcunun tamamının da finale yazılması gerekiyor. Dolayısıyla final için toplam 10 çift belirlenmiş oluyor. Peki bu durum kurallara uygun mu? Evet, sonuna kadar uygun. Zira kurallar finalde yarışabilecek çift sayısında bir üst limit belirlemiyor.
İşte burası tam da "Eh o halde rahatladık, neyse hadi bak bunu da atlattık" denildiği an olsa gerek... Fakat maalesef iş bu kadarla bitmiyor... Zira skating programı meğer 9'dan fazla çiftle final yapılmasına müsaade etmiyormuş!!!
"Kuralı yazarken keşke bunu birileri söyleseydi, niye söylemediler ki, yoksa sorulmadı mı ne oldu acaba, tüh" düşünceleri içten içe yankılanırken, masa hakemi şahane bir öneriyle geliyor. "10 çiftin hesaplamasını program dışında yaparız, elle veya Excel'de". Bunu yapmak için elbette kısa bir ekstra süreye ihtiyaç duyulacak, 10-15 dakika kadar.
Buna müsaade edilir mi? Haayır! Zaten program aksamış, organizasyon komitesinde işler doğru aksın diye çabalayan insanların yaptıkları plana riayet edilmemiş, gereksiz uzun aralar verilmiş ve programın 1 saat gerisine düşülmüş. Yarışmayı hakkaniyetle bitirmeyi sağlayacak bir 10 dakikaya daha vakit ayrılamaz, tahammül edilemez elbette!
O halde ne yapılsın? Kuralları ezilsin, esnetilsin. Bir ara tur daha yapılsın, kural kitabında talimatlarda yer almayan... O da yarı final olsun, iki tane yarı-final yapmış olunur canım ne var bunda?
İkinci kez yapılan usulsüz ve yersiz yarı final turundan sonra, 4 çift daha devre dışı kalıyor ve nihayet, finale tam da 6 çiftle geçme şansı elde ediliyor. Mesele şu ki, bu "ekstra" turda elenen 4 sporcu normal şartlarda, kural kitabına göre finalde yarışması gereken çiftlerdi. Yani aslında sıfatları "finalist çift" olmalıdır. Ancak buradaki kural hatasından dolayı sporcular finale çıkamamışlar. İtiraz ediyorlar mı? Elbette hayır. Çünkü durumun farkında değiller. Farkında değiller, çünkü o sırada "yaşasın 13 çiftten 3 tanesi elendi ve biz bunların arasında yokuz, bir üst turdayız" diye sevinmekle meşguller. "Durun bir dakika, neden finalde yarışmıyoruz da yine yarı final yapılıyor" demiyor kimse. Çünkü ne kendileri, ne de antrenörleri kuralları okumamış ve bihaber durumdalar.
Burada şunu diyebilirsiniz. Hakem komitesi bu yarışma çerçevesinde oldukça şanslıymış. Zira havadan inme şekilde yapılan ekstra yarı final turunda elenen 4 çift bir önceki turda 3 X alan çiftlerin arasındalar.Yani bir önceki tura göre yarışmanın en zayıf gözüken 4 çifti elenmiş, eğrisi doğrusuna gelmiş diyebilirsiniz. Fakat şimdi size şunu sorayım, diyelim ki yarışmayı birinci bitiren sporcularımızdan birinin, yapılan bu ekstra tur esnasında kostümünde bir arıza çıktı... Diyelim ki bir problemle karşılaşıldı. Normal şartlarda finalde yarışması kesin olan bu çift, sırf ekstradan, kurallarda yer almayan bir tur daha yapıldığı için elendi diyelim... Mümkündür, 2 sene önce oldu. Yine olabilir. Hatta bu yarışmada gerçekleşmemiş olması sadece büyük bir tesadüf ve şanstır. Burada ne demek istediğimi en iyi anlayacak kişi de, tam da bu bahsettiğim durumdan muzdarip kalarak kariyerinin son yarışmasından elenen, bugünün MHK üyesi Sayın Yalçın Şişman'dır. Kendisinin de vaktinde itiraz etmiş olduğu, haksızlığa uğramış olduğu bir durum, mevcut kurallar içerisinde yine ve yeinden tekrarlanabilir durumdadır. Sevgili Yalçın'ı bunca yıldır tanıyan biri olarak, kendisinin de bu duruma içinin elvermediğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Peki çözüme gelelim. Sezon boyunca baş gösterebilecek bu problemi ortadan kaldırmak için ne yapılması gerekir?
Tamamlanması gereken iki adım bulunuyor. İlki kısa vadeli çözüm, ikincisi ise orta-uzun vadeli. Etkili ve kesin çözüm için her ikisinin de uygulanması gerekiyor:
Uzun Vadeli Çözüm:
Kural Kitapçığında yer alan ilgili maddenin değiştirilmesi gerekiyor. Finale kalma şartları tıpkı Sayın İsmet Müftüoğlu'nun dans sporu branşında hazırladığı şekilde salsaya aktarılmalıdır. Bakınız, "uyarlanmalıdır" demiyor. Olduğu gibi aktarılmalıdır. Zira her ne kadar salsa birçok konuda dans sporu (latin amerikan / standart) branşından farklı olsa da, eğer yarışma içerisinde skating sistemi kullanıyorsanız, bu noktada farklı olma ihtimali yoktur. Skating'in salsası, bachatası, Latin Amerikan'ı olmaz. Skating matematiktir. Skating istatistiktir. Skating sanat değildir, sabittir, bilimdir. O yüzdendir ki Sayın Müftüoğlu ve diğer yetkili arkadaşlar Latin Amerikan ve Standart danslar kural kitabını hazırlarken bazı konularda ülkemiz standartlarına göre dışarıdan gelen kurallarda oynama yapmışlarken, skating sistemine dair kuralları hiç değiştirmeden, olduğu gibi almışlardır.
Kısa Vadeli Çözüm:
Elbette kural kitapçığını sezon ortasında değiştirmek mümkün değil. Bunu hepimiz biliyoruz. O halde çözümü başka bir noktada aramak gerekecek, en azından sezon bitene kadar. Burada iki ihtimal var. Ya acilen yeni bir skating programı edinilmesi gerekiyor ki 9 çiftin üzerindeki final oluşumları da program üzerinden hesaplanabilsin; ya da salsa yarışmalarında Skating Sistemini yürüten Sayın Seval Akansoy'a program harici çalışma ortamı sağlanacak. Yani mesela bu yarışma özelinde konuşursak, 10 çiftin hesaplamasını excel tablosunda yapıp, sonuçları paylaşırken bu görselin altına ufak bir not düşerek neden program harici çalışıldığı belirtilebilir. Sonuçların paylaşıldığı şekil mi önemlidir, yoksa kurallara uygun, haksızlık ihtimaline katiyen mahal vermeyen bir yarışma yapmak mı?
Belki bu anlattıklarım şu an sizlere çok anlam ifade etmiyor olabilir... Belki bu yarışmada yarıştınız, hatta ilk 10'a girip, finale kalamayan -yani bana göre hakkı yenen- çiftlerden birisiniz, ama yine de önemsemiyorsunuz bunları... Olabilir. Saygı duyarım, sizin tercihinizdir. Sezon başında kuralları okuyup, daha yarışmalar başlamadan bu kuralların sıkıntı yaratacağını nasıl tahmin ettiysek, şimdi de aynı problemin önümüzdeki yarışmalarda yineleneceğini iddia ediyorum. Önemli olan, 2 senedir süregelen bu problemi çözemeyen yetkililerin, kendilerine altın tepside sunulan yukarıdaki çözümleri kullanıp kullanmayacaklarıdır.
Daha da önemlisi, elbette, bu tip kural hataları ve -bilinçsizce yapılsa da- haksızlıklarla karşı karşıya kalan sporcu ve antrenörlerin, haklarını resmi yollarla arayıp aramayacaklarıdır. Bir kural kitapçıgını öğrenmek, gerektiği noktada da dilekçe vermek bu kadar zor olmamalı sevgili kulüp yöneticileri, değerli antrenörler. Yaptığınuz işe, kurallarını bilmeyecek kadar saygı duymadığınızı düşünmek istemiyorum... Gerçi "hakemler de bilmiyor ki kuralları" deseniz, cevap veremem, o da ayrı mevzu.
(Sevgili Seval Akansoy'a bu konu hakkındaki aydınlatıcı bilgileri için bir kez daha teşekkür etmek isterim. Yaptığı işe her ne olursa olsun saygı duyan, bu işi sahiplenen, yarışmalar kapsamında en çok güvendiğim isimdir Sevgili Seval. Bir şeyler iyi yönde değişecekse salsa yarışmalarında, Seval Akansoy'un bunda mutlaka büyük payı olacaktır, buna inanıyorum.)
Beşikte Kertilmiş Şampiyona
Son dönemde dikkatimi çeken bir diğer konu da kulüpler arası yarışmalar sonucunda oluşan "puan tablosu" ile alakalı... Mevcut sisteme ve kurallara göre kulüpler arası yarışmaya katılan her çift yarışma sonundaki sıralamasına göre belli bir puan alıyor. Bu puan da yarışmada geçtiği çift sayısı ile hesaplanıyor. Yani mesela B klasmanda 20 çift yaırşıyorsa ve ben 10 çifti geride bıraktıysam, tabloda geride bıraktığım her çift için 1 puan alıyorum. Aynı zamanda C klasmanda yarışan her çift için de 1 puan alıyorum. Şu an TDSF sitesinde bulunan kural kitapçığında verilen örneği inceleyecek olursak:
Örnek 2: Yetişkinler C klasmanda
yarışan 41 sporcu var ise , Yetişkinler B klasmanda yarışan 20 sporcunun 20.si yarışmaya 41 puan ile başlar. A
klasmanda 10 sporcu var ise , A klasmanın 10. Su yarışmaya 61 puanla başlar.
Dolayısıyla şöyle bir durum oluşuyor.
Diyelim ki ben bir kulüp sahibiyim. Yarışmacılarım var salsa branşında yarışan. Aynı zamanda -hani olmaması lazım da, diyelim ki bir şekilde, kısmet, oldu- yarışma kurallarını da ben koyuyorum diyelim. Hatta hangi sporcunun hangi klasmandan yarışacağına da ben karar veriyorum... "Yok artık daha neler!" dediğinizi duyar gibiyim. Canım örnek işte, lafın gelişi söylüyoruz, yoksa hiç böyle bir durum gerçek olabilir mi? Güldürmeyiniz lütfen. Hem kulüp sahibi, hem kural koyucu, hem rakiplerini seçici olacak aynı kişi? Hah! Komiksiniz, ilahi...
Neyse efendim, diyelim ki oldu böyle bir durum. Mevcut kurallar çerçevesinde yapacağım ilk iş şu olur: Çiftlerimin büyük bölümünü A klasmandan yarıştırırım. Herhangi bir çiftin A klasmanı hak edip etmemesi önemli değil, nasıl olsa belli bir kriter yok, tamamen benim insiyatifimde. Antrenör veya kulüp sahibi olarak yazarım kendime bir dilekçe, kural koyucu olarak da kabul ediveririm, olur biter!
Ne oldu o zaman? Çiftlerim A klasmandan yarışıyor; A klasmanda en çok çifti olan kulüp benim; dolayısıyla diğer kulüpler B ve C klasmandan ne kadar çok sporcu yarıştırırsa ben onlara o kadar fark atıyorum genel puanlamada. Mesela en büyük rakibim C klasmanda çok güçlü diyelim. 20 sporcu birden sokuyor. Benim de A klasmanda 6 çiftim olsun... Bu durumda en büyük rakibim bana kendi elleriyle (6*20=) 120 puan kazandırıyor, her yarışmada... Eh sezonda 6 yarışma olsa, 6*120=720 puanı tek bir rakibimden kazanıyorum. Bu kadar puanı sezon sonunda toplayamamış kulüpler var.Ezeli rekabet, ebedi dostluk dedikleri bu olsa gerek. Çiftlerim A klasman ayarında değiller belki evet ama olsun, 20 çifti A klasman olan 100 çiftlik bir yarışmada her biri en az 80 puanı cebe indiriyorlar A klasmanda sonuncu bile olsalar, daha ne olsun! Bu sene şampiyon kesin benim... Hah! Aklımı seveyim ne güzel kural koymuşum meğer. Ayrıca, öteki kulüplerin de aynı uyanıklığı yapmasını engelleyebiliyorum. İşime gelmezse onların "A klasmandan çfit yarıştırma" taleplerini kafama göre bir gerekçe uydurup kabul etmem, olur biter!
Tabii ki bu farazi bir örnek. Gerçek olamayacak kadar sinsi bir plan çünkü bu. Zaten nerede görülmüş bir kulüp başkanının aynı zamanda müsabaka kurallarını koyan adam olduğu, hatta hangi kulübün hangi ligde (klasmanda) yarışacağına karar verdiği, aynı zamanda hakemlik yaptığı, müzikleri belirlediği? Yoktur öyle bir şey... Hele TDSF bünyesinde? Mümkün değil olamaz. O yüzden sevgili salsa kulüp yöneticisi, yarışmacısı ve antrenörü arkadaşlar hiç sıkmasınlar canlarını. Gönül rahatlığıyla çalışıp yarışsınlar. Herkes kadar onların da şampiyon olma, derece alma şansları var. Asla ve asla bir oyuna alet edilmiyor ve kullanılmıyorlar... Kesinlikle öyle neticesi önceden belli, "beşik kertmesi" bir yarışma ortamında değiliz... Yok canım, nereden çıkarttınız!?
Tüm kulüp ve sporculara bir dahaki ayakta başarılar dilerim.
Sevgilerimle