Pembe Panter (Pink Panther) serisini bilirsiniz. Hani Peter Sellers'ın efsaneleştiği, sakarlığıyla can yakan fakat iş de bitiren Fransız Dedektif Clouseou'nun maceralarını anlatan, Henry Mancini'nin o unutulmaz bestesiyle akıllara kazınan film serisi. Hollywood geçtiğimiz yıllarda seriyi Steve Martin'le yeniden çekmek istedi. Her ne kadar bu tip "re-make" denemelerine her seferinde fena halde şüpheyle yaklaşsam da, Steve Martin'in çok zor bir işi başararak Peter Sellers'ın gölgesinde kalmadan güldürebildiğini söylemeliyim. Yeni serinin devam filmini çektirecek kadar başarılı bir performans sergilemiş Martin.
Aslında konumuz Pembe Panter veya Steve Martin değil. Konumuz tatil. Geçtiğimiz yıllardan farklı olarak bu kez Datça'yı da kapsayan, geçtiğimiz yıllardan farklı olmayarak da yine Cenk ve Tuba'nın yanında "third-wheel" olarak yer alacağım 2014 yaz tatilimiz... Şimdi konuyu Pembe Panter'den tatile getirmem gerekiyor... Getiriyorum.
Bundan 3 sene önce ilk Bodrum sefamız için yollardayken Steve Martin'li Pembe Panter'i yeni izlemiştik. Filmdeki bir sahneyi ne zaman hatırlasak katıla katıla gülüyorduk. Sahne şuydu:
O gün Bodrum'a giderken bu muhabbeti o kadar çok yapmıştık ki, Susurluk'ta mola verip kahve almak için tesislere girdiğimizde, kasada bana masumca "buyrun efendim günaydın, ne alırdınız?" diyen baristaya, "Öyy vüd leyk tü büy e Deeembeeğğgeeerr" cevabını vermiştim. Baristanın şaşkın bakışları arasında yine kahkaha krizine girmiştik...
O yüzdendir ki, bizim bu Bodrum turlarımızın ismi (an itibariyle) Tour-de-Burger olmuştur (okunuşu Tuğğ-de-beğ-geeğğ).
Bu yılki güzergahımız 19 Temmuz'da Datça'ya doğru yola çıkarak başlayıp, 24 Temmuz'da Bodrum ile devam ediyor. 29 Temmuz'da İstanbul'a dönüş başlıyor.
Olur da yolunuz oralara düşerse haber edin, görüşelim. Seyahatimizi şuradan takip edebilirsiniz efendim :) (Video penceresinin sağ üst tarafındaki play tuşuna basınız lütfen)
Yakında yeni video ve fotoğraflar da eklenecektir, takipte kalınız ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder