5 Şubat 2015 Perşembe

Whiplash

WHIPLASH

veya



(Haydi Bakalım Hoca, Hodri Meydan!
Hangimiz Daha Psikopat Görelim)



IMDB:  8,7
Metascore: 88
EMDB: 8



Yaklaşık bir ay önce Türkiye eski salsa şampiyonlarından Alper Güleçoğlu Facebook üzerinden bir mesaj attı:

"Abi Whiplash tam senlik... İzlersin."


J.K Simmons ve Miles Teller harika birer performans sergiliyorlar
http://www.mongrelmedia.com/MongrelMedia/files/c7/c71d5881-a584-4261-8e3c-5c33ae1244a7.jpg
















Zaten ilanları ve fragmanıyla dikkatimi çekmiş bir filmdi ama son 2-3 haftalık süreçte filmle ilgili bana direkt gelen veya insanların paylaşımlarından gördüğüm övgüler bitmek bilmedi. NihayetWhiplash'i Pazartesi akşamı Cinemaximum Akasya'nın VIP salonunda izledim. Sadece 26 kişilik bir salon ve ayak destekli, geniş, yatabilen koltuklarıyla ekstradan vereceğiniz 5-6 TL farka fazlasıyla değiyor.  Çok uzun veya çok popüler filmler için kalabalıktan kaçmak adına iyi bir çözüm. Tavsiye ederim.


Whiplash uzun uzun değerlendirilmesi gereken, sıradışı bir film. Yönetmeninden, oyunculuk performanslarına kadar derinlemesine inceleyebiliriz. Fakat özetlememiz gerekirse;

Whiplash rahatsız bir film.
"Rahatsız edici" değil, yanlış olmasın... Sadece "rahatsız". Rahata bir türlü eremiyor; hatta ermek istemiyor. İlla bir şey batacak, başka türlü olamıyor, olduramıyor Whiplash.

Whiplash çok güçlü bir film.
Kenarlarında gezinemezsiniz. Tam orta yerinde, içinde tutar sizi Whiplash. Canınız istediğinde birkaç saniye de olsa filmin dışına çıkıp, sonra tekrar odaklanamazsınız. Öyle yarım yamalak izleyemezsiniz Whiplash'i, buna müsaade etmez. Karakterleri gibi, senaryosu gibi bu anlamda da uç bir noktada Whiplash.

Whiplash cesur bir film.
Daha 20. saniyesinde hem protagonisti, hem antagonist'i aynı kareye sürüp çatışma yaratan bir senaryo her filmin göze alacağı iş değildir. Önce birini tanıtır, hayatından kesitler verir; sonra diğerine odaklanır konvansiyonel sinema. Whiplash'in konvansiyonel kalmak gibi bir derdi yok, gelişine vuruyor.

Whiplash dengesiz bir film.
Yine kötü anlamda değil... Hangi karaktere karşı ne hissedeceğinizi, bir olaya karşı ne tepki vereceğinizi bilemiyorsunuz. Filmin başından sonuna kadar böyle gidiyor. J.K Simmons'ın fragmanlardan itibaren "ooo abi problemli" hissiyatı yaratan Fletcher karakteri hakkında, film bittikten sonra bile ne düşüneceğinizi bilemiyorsunuz. Sonra fark ediyorsunuz ki Andrew'a "saflığından" dolayı kızmaya hakkınız yok. Çünkü sizinle de aynı şekilde oynamış Whiplash.

Whiplash doyurucu bir film.
Bunu iyi anlatabilmek için tam tersine dair bir örnek verelim. John Wick doyurucu bir film değildi mesela. Üzerine 1,5 porsiyon sinema daha alsam anca doyardım. İşte John Wick'i izledikten sonra içinizde oluşan boşluğu dolduran o 1,5 porsiyon sinema Whiplash'tir. Sadece doyurucu değildir; aynı zamanda da lezzetlidir. Yedikçe yiyesiniz gelir; son dilime geldiğinizi farkettiğinizde, daha yavaş çiğnemek, o son lokma hiç bitmesin istersiniz.


Fletcher'ın bu "kalaylamaları" seyirciyi yeniden orta okul yıllarına götürüyor
http://waytooindie.com/wp-content/uploads/2014/12/jk-simmons-whiplash.jpg


Bütün bunların yanında, filmi izlemeden önce etrafımdan aldığım Forrest Gump, The Usual Suspects, Shawshank Redemption ötesi tepkilerin yarattığı beklentinin yersiz olduğunu da söylemeliyim. Bu suni beklenti yüzünden filmi belki de hak ettiği yere koyamadım; zira bende yaratılan algıyı karşılayamadı. Whiplash etraftan gelen tepkiler çerçevesinde "abartılmış" (overrated) bir yapımdır. Fakat American Sniper'ın En İyi Film Oscar'ına aday olduğu ortamda gerçekten de başyapıttır. 

Sonuç olarak Whiplash özgün bir senaryo, başarılı bir kurgu ve harika oyunculuk performansları içeren, çok iyi bir film, Oscar alacaktır, özellikle J.K Simmons'ın performansı altın heykelciği hak eder cinsten. En iyi film alabileceğini zannetmiyorum.

Eğer jazz müziğiyle ilgileniyorsanız, film boyunca çalan şarkılara arkadaşının düğününde Imperial March duymuş Star Wars fan'ı tepkisi vereceğinizden eminim. Eğer jazz müziğiyle pek ilgilenmediyseniz, bu film başlamanıza vesile olabilir. Çok başarılı performanslar var. Soundtrack albümü mutlaka edinilmeli...

Arşivimizde 10 üzerinden 8'lik filmler arasında kıymetli bir yeri olacaktır; Oscar'lık başyapıtlar rafının hemen altında...


Birdman incelemesinde görüşmek üzere ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder