Tam adıyla Arthur Antunes Coimbra, bizim bildiğimiz ve sevdiğimiz adıyla Zico gelmiş geçmiş en büyük futbolculardan biriydi. Kimine göre Beyaz Pele'ydi Zico, kimine göreyse Pele Siyah Zico'ydu. Hayal meyal hatırladığım karşılaşmalar ve daha çok bugünlerin geçmişe yönelik futbol belgesellerinde izlediğim görüntülerle biliyorum Zico'nun oyunculuğunu. Gerçekten müthişmiş, efsaneler arasında yer alması şaşırtıcı değil.
Teknik adamlık kariyerine futbolculuk yaşamını noktaladığı Japonya'da başladı Zico. Fenerbahçe'de görevi devralmasıyla birlikte Avrupa kapıları da yavaş yavaş önünde açılmaya başladı. Fenerbahçe'yle o müthiş Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final sezonunu yaşadıktan sonra takımda disiplin ortamı kuramadığı gerekçesiyle gönderildi. Futbola büyük yatırımlar yapmayı hedefleyen bir lige Özbekistan'a geçen Zico, burada bir sezon Bunyodkor takımını çalıştırdı. Fenerbahçe'de yarattığı piyasa bir sezon sonra yeniden kendisine döndü ve Fenerbahçe'deyken karşılaştığı, sadece bir kaç sezon öncesinin UEFA kupası şampiyonu CSKA Moskova'nın başında buldu kendini.
Ne var ki daha doğru düzgün bir seneyi tamamlayamadan Zico'nun görevine son verildi ve Rusya'dan da göç etmek durumunda kaldı. Sonraki durağı yine Avrupa'nın belirli bir standardın üzerindeki orta karar takımlarından Olympiakos oldu. Bugün itibariyle üst üste gelen bir kaç başarısız sonuç sebebiyle yine işine son verildi Zico'nun.
İlk defa Fenerbahçe'de bir sezondan fazla görev yapan bir teknik adamın arka arkaya iki benzer seviyede kulüpten sezonu tamamlayamadığını görmek gerçekten değişik geldi. Fenerbahçe meğer ne istikrarlı kulüpmüş!
Bir merakım da şu: Acaba bu takımlarda da Fenerbahçe'de birlikte çalıştığı ve kulüple yeniden anlaşma sağlamasına engel olan kardeşi Edu'yla birlikte miydi Zico? Bilen var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder