8 Şubat 2010 Pazartesi

"Ofsayt" diyemeyen Spiker



 Daha önce Kerem Öncel ve Ömer Üründül konulu yazımda bu konuya değinmiştim. Canlı yayında maç anlatan spikerlerin "ofsayt pozisyonundaymış gerçekten", "bu pozisyonda pek de faullük bir durum yokmuş aslında" gibi net yorumlar yap(a)mıyor olmalarından şikayet etmiş, olması gerekenin kendi fikirlerini mikrofon başındayken de tarafsızca ama özgürce söyleyebilmek olduğunu ifade etmiştim. Bildiğiniz gibi Lig TV spikerleri maç içerisindeki pozisyon tekrarlarından sonra otomatiğe bağlamış şekilde "işte az önceki pozisyonun tekrarı, sevgili izleyenler. 'Burada ofsayt var mı, yok mu' sorusu maçtan hemen sonra Maraton'da cevap bulacak" tadında beyanlarda bulunurlardı. 320 Milyon Dolar'lık ihale sonrası Maraton'un iyileştirme ve yenileme projesi kapsamında yayından kaldırılması Lig TV maç spikerlerinin de fena halde ayarını bozmuş. Yazık, dün akşam Melih Gümüşbıçak ne yapacağını bilemedi, eli ayağına dolandı. İşte bir kaç örnek.


Penaltı pozisyonu. Daha doğrusu "penaltı olmayan pozisyon": 

"Burada Basem Abbas Güiza'yı sağ kolundan çekiyor mu, çekmiyor mu?.........Yorum sizin."

(Guiza'yla Basem Abbas arasındaki penaltı pozisyonu. Tekrarlarda Basem Abbas'ın Guiza'yı çektiği açıkça gözüküyor. Ancak penaltıyı gerektirecek kadar şiddetli bir çekme mi derseniz bence değil. Ama çekip çekmediğinin yorumunu spikerin yapmasında ne gibi bir yanlışlık var anlayamıyorum. Akşam birileri yapacak zaten, sen şimdiden kendi yorumunu söylesen ne kaybedersin? Tarafsız kalma derdindeysen tamam, penaltı deme. Değil de deme. "Abbas çekmiş evet ama penaltılık bir durum var mı yok mu tartışılır" de. "Yorum sizin" nedir yahu? Maraton'a paslayacaktı aslında orada ama tabi son anda aklına gelince yeni dünya düzeni, afalladı muhtemelen.)

1. Ofsayt pozisyon tekrarı

"İzliyoruz, top ayaktan çıktığı anda Semih sarı çizginin (sanal çizgi) ilerisinde mi, gerisinde mi?"

(E ben görüyorum işte ilerisinde, sen görmüyor musun da soruyorsun be adam? Ofsayt işte bariz? Yani eğer siz sarı çizgiyi yanlış çekmediyseniz -ki hiç çekmeseniz de farketmez zaten çok bariz- bal gibi ofsayt. Ne diye geveliyorsun ki lafı?)


 
Şu meşhur sarı çizginin ne kadar yanıltıcı olabildiğinin bir kanıtı: Çimdeki çizgilerle sarı çizgi paralel değil. Çimdeki çizgilerin aut çizgisine paralelliğinden şüphe edemeyeceğimize göre Sarı Çizgi yanlış yerleştirilmiş. 



2. Ofsayt pozisyon tekrarı

"İşte az önce Alex için kalkan ofsayt bayrağı. Gördüğünüz gibi Alex sarı çizginin çok az ilerisinde."

(İlerleme var. Ama hala dolaylı yollardan anlatıyoruz ofsaytı. Taktık sarı çizgiye. Yahu "Alex ofsayttaymış, karar doğru" de bitsin iş. Ne sarı çizgisi, pierosu anlamıyorum ki! )

Önemli bir konu gibi gelmeyebilir, fazla taktığımı, üzerine düştüğümü düşünebilirsiniz. Şahsen spikerlerin maç anlatımındaki bu tarafsızlıktan çok "kararsızlık" yaratan durumun gereksiz bir gerginlik yarattığını düşünüyorum. Bu uygulama çok zor pozisyonlarda doğru karar vermiş hakemleri bile zor durumda bırakıyor aslında ama farkında değiller. O maçı izlerken spikerlerin anlatımına fazlasıyla değer veren, spiker hakemin kararına doğru dedi diye tartışmayan, kavga etmeyen, ama kendi haline bıraktığınızda "ofsayttı, fauldü" diye birbirine giren o kadar çok insan var ki memlekette, hiç değilse bariz şekilde görünen, tartışmaya gerek olmayan pozisyonlarda gördüğünü dile getirmesi gerekiyor spikerlerin. Bir tavsiye veya kişisel bir istek değil, bu mesleği yapanların sorumluluğudur bu aslında.

2 yorum:

  1. Bu mesleği yapanların sorumluluk sahibi olması bir yana, spikerlik mesleğinini yemiş yutmuş ve "duayen" diye adlandırılan dallamalar bile spikerliğin ne olduğu hakkında en ufak bir fikre sahip değiller.

    Duayen dediğim, daha doğrusu denen, adamların kimler olduğunu burada yazmaya gerek yok. Eğer bir işi yapacaksan köküne kadar yapacaksın. Bas bas bağıracaksın Ercan Taner gibi.

    Diyeceksin ki,

    "Offsaayt...hakem ofsayt bayrağını kaldırıyor. Pozisyon açık net ofsayt sevgili seyirciler"

    veya

    "..çok sert bir müdaheleeeah, xxx adeta yy'yi biçiyorrr, bakın izliyoruz, çok sertt bir harekeeat.."

    Bu laflar Ercan Taner'in kulaklarımıza kazınan lafları.

    Neden LigTV'de çalışmadığını anlıyorsunuz değil mi şimdi? :)

    YanıtlaSil
  2. Bunların Lig TV hallerini yazıyorum o zaman hemen:

    Açık net ofsayt için:
    "...defansın arkasına kaldırılan tooop... Ancak hakemin düdüğü var. Yardımcı hakem bayrağını çok net kaldırdı!"

    Buradan pozisyonun net bir ofsayt olduğunu anlamalıyız. Çok net kaldırmış çünkü bayrağı. Net kaldırmıyorsa ofsayt yoktur...

    Çok sert faul:

    " X sağ kanatta topla buluştu, önünde geniş bir hareket alanı... Y ona yetişmeye çalışıyor...ve hakem serbest vuruşa işaret ediyor. Pozisyonun tekrarını izliyoruz... Evet, Y'nin kramponları X'in kaval kemiğine çok sert gelmiş."

    Pasif anlatım dikkatinizi çekerim. Kramponlar kendiliğinden geliyor o kaval kemiğine. Aktif dil kullanırsa mazallah Y'nin kulüp yöneticileri ve taraftarından azar işitirler sonra, telefonlar kilitlenir falan...

    Ercan Taner hiç gitmesin Lig TV'ye lütfen. Milli maçları anlatır işte NTV'de. Şom ağızlı duayenlerden kurtulur milli maç yayınları böylece.

    YanıtlaSil